ı
1

Cuma

İslam Ahlakını Tebliğ Etme İmkanları Güçlenecektir

"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun..." (Al-i İmran Suresi, 104) ayetiyle, Allah'ın Kuran'da iman edenlere bildirdiği önemli sorumluluklardan biri de, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak ve insanları İslam ahlakına davet etmektir. Ne var ki, günümüzde İslam dünyasının içinde bulunduğu dağınıklık, Müslümanların bu önemli görevlerini gereği gibi yerine getirmelerine engel olabilmektedir. Oysa özellikle son dönemde diğer medeniyetlerde İslam'a yöneliş artmış ve insanlara gerçek Kuran ahlakını anlatmanın önemi daha belirginleşmiştir.

Allah'ın varlığı, birliği, İslam ahlakının gerekleri; Peygamber Efendimiz (sav)'in hayatı; Kuran'da bildirilen hükümler; İslam toplumunun nasıl olması gerektiği gibi konular son dönemlerde Batı dünyası içinde en çok tartışılan konular arasında yer almaktadır. İslamiyet'e ilgi duyan insanlar kuşkusuz ki en doğru bilgiyi Müslümanlardan alabilirler. Bu nedenle Müslümanların İslam'ı en iyi şekilde temsil etmeleri gerekmektedir. Müslümanlar tarafından insanlara İslam'ı en güzel şekilde tanıtacak eserlerin hazırlanması, bu yönde gerekli görsel malzemenin temin edilmesi, toplantı ve konferanslar düzenlenerek mümkün olduğunca çok sayıda insana ulaşılmaya çalışılması, her Müslümanın çevresindeki insanlara bu yönde örnek olması büyük önem taşımaktadır.

Bununla birlikte, insanların din ahlakından yüz çevirmelerinden kaynaklanan pek çok sorunun ortadan kaldırılmasında da Müslümanların ittifakı önemlidir. Din ahlakına karşı olan ve yeryüzünde dinsizliğin egemen olması için mücadele veren çevreler, çoğu zaman birlik içinde hareket etmektedirler. Her ne kadar onların iş birliği bir tür menfaat birlikteliği de olsa, toplu hareket ediyor olmaları hedeflerine daha kolay ulaşmalarını sağlamaktadır. Elbette, din ahlakına karşı olan her fikir sistemi -Rabbimiz'in bir kanunu olarak- yenilmeye mahkumdur. Ancak bu fikir sistemleri, Müslümanlara da büyük bir fikri mücadele görevi yüklemektedir. Bu nedenledir ki, dünya Müslümanlarının en acil sorumluluklarından biri, kendi iç anlaşmazlıklarını bir kenara bırakarak, Kuran ahlakını yaymak ve insanları Allah'ın yoluna davet etmektir. Rabbimiz, iman edenlere bu önemli görevi, bir ayette şu şekilde bildirmiştir:

İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)

Türk-İslam Birliği'nin kurulması, Kuran ahlakını yaymak için yapılacak bütün çalışmalara hız kazandıracaktır. Müslümanların birlik içinde hareket ediyor olmaları, pek çok konuda olduğu gibi, bu konuda da yapılan işleri bereketlendirecektir. Doğru bilgi en hızlı ve en güzel şekilde tüm insanlara ulaşacaktır. Şu anda da bireysel ve toplu olarak dünyanın farklı bölgelerinde, Müslümanlar tarafından İslam'ı yaymak ve tanıtmak için çeşitli faaliyetler yapılmaktadır. Ancak Türk-İslam Birliği'nin kurulması, bu faaliyetleri daha programlı bir hale getirecek, Kuran ahlakını yaymak için sistemli bir çalışma yürütülmesi sağlanacaktır. Ayrıca sözde İslam adına ortaya çıkan, ama gerçekte İslam dışı bir saldırganlık ve kabalık sergileyen birtakım kimselerin de önüne geçilecek, gerçek İslam ahlakının ne olduğu tanımlanarak birtakım kimselerin çizdiği yanlış imajlar ortadan kaldırılacaktır.